9 Aralık 2013 Pazartesi


Özgür Şenyer Röportajı
Ünlü oyuncu Özgür Şenyer'in samimi açıklamaları... İYİMEDYA'ya konuşan Özgür Şenger ile çok özel sohbet bir tık ötede...
Röportaj 17 Kasım 2013
Özgür Şenyer Röportajı
Oyuncu Özgür Şenyer, özellikle komedide sıradanın ötesinde işler çıkaracağına emin olduğum isimlerden biri… Nedenleri sıralamak için de kahin olmaya gerek yok.  Kısa süreli sohbetimizden çıkardığım sonuç şu ki; bu çocuğun esprileri çok zekice ve gayet yerinde!
 
Özgür sende katılır mısın bu görüşe?

Çok teşekkür ederim. Ama senin tespitin, doğru ve olması gereken iki kavram. Çünkü zekice bir espri yaparsın ama yersiz olursa ya da tam yerinde ama salakça bir şaka yaparsan her ikisinde de sakil durur. Biz de dilimiz döndüğünce işte efendim (:

 
 
Nerden geliyor bu komik çocuk ruhun?

DNA olsa gerek (: Annem, babam, kardeşim, amcam... Herkes komik bizde.  Serde dertler olsa da bir arada sohbet ettiğimizde daha ziyade eğlenmeyi seviyoruz. Bir de zaten beni uzun uzun ciddi konuşmalar sıkar. İnsanların tebessüm etmediği ortamlar beni geriyor. Kavga ederken bile içimden "ufff bitse de iki geyik yapsak" dediğim doğrudur.

 
 
'AKLIMDA SÖZEL DERSLERDEN ARAZİ OLMAK DIŞINDA HİÇBİR ŞEY YOKTU'
 

 
 
Oyunculuk okul yıllarında aklında olan bir iş miydi?

Okul yıllarında aklımda sözel derslerden arazi olmak dışında hiçbir şey yoktu. Oyunculuk hiç aklıma gelmeyen bir şeydi. Şöyle ki; o zamanlar ben İzmit'te yaşarken kız arkadaşım İstanbul'da olduğundan gelip gidiyordum ve İstanbul'da iken kuzenim Gülden ve ev arkadaşı Başak'la kalıyordum. Bir gün Başak "E hadi Müjdat Gezen'e yazıl artık" dedi, ki o zamana kadar böyle bir şey hiç konuşulmamıştı. Ben de bunu ciddiye aldım, nedense annem de ciddiye alınca kaydoldum. Sonra okul ve oyunculuk hayatım başladı.

 
 
E.S.E.K tiyatrosunda şu an 27 numara isimli bir oyun sergiliyorsunuz. Oyunu izleyenlerden biri olarak diyebilirim ki espriler şahane!  Eleştiriler ne alemde?

Evet kahkahaların hala kulağımda içinde bir Saba Tümer var.  Biz E.S.E.K. Tiyatrosunun en genç oyuncularıyız. "27 Numara" oyunun ana 4 oyuncusu zaten ev arkadaşıyız. Diğer oyuncularda periyodik olarak bizde kalırlar. Ev E.S.E.K. Lojmanı oldu ? Şuraya bağlayacağım, biz zaten kendi arasında gülen eğlenen arkadaşlarız, hocamız Uğur Uludağ'da dedi ki çıkın sahnede güldürün. Ama biz sahnede de birbirini güldüren arkadaşlarız en yakın zamanda seyirciyi de düşüneceğiz inşallah? Kendi adıma çok mütevazıyımdır ama "27 Numara" için çok olamayacağım. Gerçek şu ki eleştiriler "yeter artık karnımız ağrıdı" türünde oluyor. Yolun başındaki gençler olarak efendi, samimi, doğal insanlarız ve bu da seyirciye geçtiği için onlarında keyfi yerinde oluyor. Sizin gibi medyadaki insanlar daha çok gelmeli daha çok destek olmalı diye düşünüyor ve istiyoruz umarım medya ile duygularımız karşılıklıdır (:

 
 
Takip ettiğin Türk dizileri var mıdır?

Ben hiç Türk dizileri izlemem hep National, Discovery(yalaan ? ) Tabi ki göz ucuyla bakıyorum beni cezbeden bir şey olduğunda da takip ediyorum. Mesela Muhteşem Yüzyıl sadece bu sezon bana çekici geldi ve takip ediyorum. Ama Amerikan dizilerinin hepsi olmasa da çoğu bana daha samimi geldiğinden onları izlemeyi çok seviyorum. Bunların içinden de Fringe, Entourage, Californication üçlüsünün ben de yeri ömür boyu baki, harikulade diziler.

 
 
Peki bu yetenek yarışmaları mesela.. Çok stand-up denemeleri yapıldı. Biri çıkıyor belki birkaç reklam da oynuyor sonra gözden kayboluyor. Güldürü programları desen reytingler düştükçe kanal kanal gezmeye başlıyorlar. Komik olmak mı zor? Millet olarak gülmeye alışkın mı değiliz? Nasıl yorumlarsın?
 
Evet, millet olarak komik bir milletiz. Fakat televizyonda komik olmakla gülünç olmak arasındaki çizgiyi her zaman tutturamıyoruz. Ben komedide tipe değil duruma gülen biriyimdir. Bahsettiğiniz programlarda ya da dizilerde çok abartılı karikatür tipler yapıldığında, ben bunda bir samimiyet değil, işin devamlı olması için "bunu da yapalım iyice altını çizelim e artık buna gülmezlerse yuh yani" diye bir esnaflık hissediyorum ve bir izleyici olarak kanal değiştirme hakkımı kullanıyorum. Zaten yarışmalardan da dizilerden de sivrilen yeteneklere baktığımda ortak noktaları sempatik olmaları. Çünkü yaptığımız iş sempatik olarak yapılan bir iş. Dişlek yaparak, kekeme yaparak, gülmesin anırsın daha iyi diyerek, şivesini abartarak falan sadece antipatik oluyor. Gerek yok seyirci hisseder sizin kalbinizi kasmayın bi sakin yaa (:
 
 
'İÇİMDE GİZLİ BİR YÖNETMENLİK VAR GİBİ GELİYOR'
 

 
 

Komedi de doğaçlama kabiliyetin su götürmez. Yazarlık, yönetmenlik ile aran nasıl?

Doğaç yapmayı çok seviyorum ve aldığım eleştirilerde yerinde yaptığıma dair olumlu eleştiriler. Bu bende var olan bir şey. Ortaya çıkarmak için bir eğitim almadım. Ama sahnede olmak size bir refleks kazandırır ben de onu kazandım. Yazarlık bambaşka bir deniz. Aklıma tabi ki gelen hikayeler oluyor ama bir işi tam yapamıyorsan yapma derler ya hani. Benim önce oyunculuk denizinde biraz daha kürek çekmem gerekiyor ilerde yazarlık da olursa ne ala ama daha tehlikelisi şu ki içimde gizli bir yönetmenlik var gibi geliyor. Yolda yürürken yerdeki taşlardan uçan kağıda kadar detay alıyorum, şarkı dinlerken kafamda klibini çekiyorum. Aman neyse konuşup konuşup cağrmıyım içimde kalsın

 
 
Özgür Şenyer boş vakitlerini nasıl değerlendiriyor?

Uyuyarak (: Aslında pek plan program yapmayan biri olarak genelde boş vakitlerim spontane oluyor ama hafta sonları İzmit'e gider ailemi görürüm. Onun dışında inanın 10 dakika sonrası muamma.

 

Son olarak ileriye dönük projelerini alalım. Tekliflere açık mısın ? (:

Yaza doğru Emret Komutanım bitti. Arkasına tatil falan derken tiyatro sezonum başladı. Su anda da bazı görüşmeler oluyor TV için ama ne olur bilemem. Tek istemediğim şey şive yapmak zorunda kalacağım bir işte olmak. Onun dışında rol seçmek bana şımarıklık geliyor. Fakat sonuç olarak en önemli olan şey şu; "27 Numara" yı gelin izleyin iki haftada bir Akatlar Kültür Merkezi'nde oynuyoruz. 30 Kasım'da da Ortaköy Afife Jale Sahnesi'ndeyiz. Gelin de beraber gülelim (:

 
 

Eray Türk Röportajı 
Hayata tutkuyla sarılan genç bir oyuncu... "Durmak" onun için ölmek demek kısacası. Gelin bu sohbete ortak olun, hikayesi bir çoğumuza ilham olacak cinsten.
Röportaj 01 Aralık 2013
 
Eray Türk Röportajı
Hayata tutkuyla sarılan genç bir oyuncu...

"Durmak" onun için ölmek demek kısacası.

Gelin bu sohbete ortak olun, hikayesi bir çoğumuza ilham olacak cinsten.

Ekşi sözlükte senin hakkında girilen bir entry de; yaşam öyküsü Kurtlar Vadisi'ndeki Yıldırım karakteri kadar eğlenceli değilmiş yazıyor. Bir haber sitesinde de çocukluğunla ilgili pek hüzünlü bir hikaye var nedir bunların aslı astarı ?

O olay şöyle gelişti.Ben lisedeyken futbolcu olduğum için transfer edilecektim. Fakat kulüp lisansımı vermedi. Bende rahmetli  gazeteci Savaş Ay'a mail attım. Sporla ilgili durumumu belirttim haber olması için. Fakat olay çok dramatik bir hale getirildi. Öğretmeni büyüttü,  üvey annesi istemedi, ailesiyle görüşmüyor gibi dramatize eden şeyler yazıldı.  Bunlar tabi ki doğru değil. Sadece toy bir adamdım, cevaplarımın ne yöne çekilebileceğini düşünemedim.

Yani yazılarda bahsedildiği gibi ailende büyük çapta parçalanmalar yaşanmadı...

Parçalanma derken.. işte annemle babam ayrıldı. ama onlarla görüşmeye tabi ki devam ediyorum.

Vay inanılmaz derecede çarpıtılmış o zaman. Bende Müge Anlı' nın programında Eray'ı neden göremedik diye düşünmeye başlamıştım....

Tabi canım aynen öyle. Hatta yanlış hatırlamıyorsam o dönemlerde benzer formatta bir programdan aramışlardı beni :)

Çevrende dost acı söyler kontejyanından kimler  yararlanıyor? Ya da var mıdır öyle büyüklerin eleştirilerini dikkate aldığın?

Ben yaşayarak öğrenen biri olduğumu düşünüyorum. Tabi yeri geliyor fikirlerine danıştığım dostlarımda oluyor ama genel olarak kendi doğrularım var. Eleştirileri bir süzgeçten geçirip kendi yolumu kendim çizmeye çalışıyorum sözün özü.

Bu süreçte kendinle ilgili pişmanlıkların var mı ? Keşkelerin...

İnsanoğlunun nerden bakmak istediğiyle alakalı bir durum bu. Ben eğer hayata "keşke" penceresinden bakarsam,  yığınlarca cevabım olur bu soruya. Ama benim hayatımda bu pencereye genel olarak yer yok. Yaptım ve karşılığı neyse onu yaşadım. Mesela yaptıklarım şu an bu röportajla seni benim karşıma çıkardı. Belki bir takım hatalarım olmuştur ama dediğim gibi bedeli neyse ödedim.

O hataları alayım o zaman senden..

Öğrencilik dönemi biraz konsantrasyon eksikliğim vardı. Ergenlikte bir yandan tabi.. Kafam bu tip işlerle meşguldü... İşte o dönem dersleri ihmal etmek bir hataydı... Ama çabuk toparlandığımı ve motivasyonu sağladığımı düşünüyorum.




"İSTERİM Kİ HAYATIMIN SON NOKTASINI BİR DENİZ KENARINDA KOYAYIM"

Seni motive eden şeyler neler?

Sporu hayatımdan hiç çıkarmadım mesela.. Sporun her türlüsü hayata olumlu bakmamı sağlıyor. Sadece güçlü kılmakta değil, yalnız yapılan vakitlerde kendimle baş başa kalarak hayata daha anlamlı bakıyorum. Sahilde yalnız yürüdüğüm  ya da koştuğum vakitlerde aslında hayata karşı da bak yalnızım ama huzurluyum birilerine ya da bir şeye bağlı kalmak durumunda değilim mesajı veriyorum.

Bir diğeriyse okul hayatım. Aslında genel olarak öğrenmenin verdiği hazlar. Tiyatro eğitimim sonrası  Radyo-TV üzerine devam eden yüksek lisansım . Aklımda olan Psikoloji üzerine doktora hayalim. Hem işim hem de insanlar üzerine  derinleşebilmek adına sürekli bir bilgi akışı da beni motive ediyor.

Son 2 yıldır üzerinde yoğunlaştığım bir diğer tutkum fotoğraf. Aslında hep aklımda olan bir şeydi fotoğraf çekmek.  Ama görmekle bakmak arasındaki farkı anlamak sonraları oldu. Bir gün dedim ki Eray hazırsın çek artık. İyi de oldu ki bu sene Bodrum Kalesi'nde çocuklar yararına bir sergi açtım "Denizden Gelen" isminde.

Ve tabii ki  'deniz'.  Denizin sesi, kokusu kendimi daha çok hissetmemi sağlıyor.  İsterim ki hayatımın son noktasını bir deniz kenarında koyayım.

Kurtlar Vadisi'nde oynadığın Yıldırım karakteriyle bir anda tanınınca ne oldum delisi oldun mu?

Hiçbir zaman ne oldum delisi olmadım. Öyle bir adam olacağımı da hiç düşünmüyorum. Ben paylaşmanın, bir yolda ilerlemenin ne demek olduğunu biliyorum.
Bunlar güzel şeyler. İşim gereği insanlar gelip fotoğraf çektirmek istiyorlarsa bu bir ödüldür. Herkese nasip olabilecek bir durum olmadığı için şükretmem gerekiyor.

Diziden ilk kazandığın parayı nereye harcadın?

Dizi için gittiğim görüşmelerde telefon hattım kontörlüydü. Bayağı sıkıntı yaşattı. Bende ilk elime geçen parayla hattımı faturalıya çevirdim:)

Ardından Muro, Rina filmleri ve Yahşi Cazibe dizisi.. Yahşi Cazibe'deki rolün pek uzun soluklu olmadı sanırım...

Ben o dizide 20 bölüm oynadım. Dizi devam etti ama senaryoda değişiklikler yapılmak istendi. Bizde yanılmıyorsam 5 kişi ayrılmak durumunda kaldık. Neden değişiklik yapıldı onu da bilmiyorum.  Akabinde TRT'de 'Elde Var Hayat' dizisinde konuk oyuncu olarak 10 bölüm Azeri bir karakteri canlandırdım.  En son  'Herşey Yolunda Merkez' dizisinde Karadenizliydim. Geçtiğimiz ayda  Ordu'nun Fatsa ilçesinde bir sinema filmi çektik. Kasaba hikayesinde Terzi Sefer karakteriyle Şubat gibi izleyicilerle buluşuyorum.
Hmmmm. Farklı farklı şiveler yapıyorsun. Kiminin üzerinde çok sakil duruyor Karadenizlilik ya da Azeri lehçesi.. Nasıl hazırlanmak lazım?

O bölgenin dizilerini ve filmlerini muhakkak elden geçirmek gerekiyor. Şive kitaplarından çalışmakta bir yöntem. Birde benim çevremde Diyarbakırlısı da, Egelisi de olduğu için gözlem yapma fırsatım oluyor.

Özel hayatın ? Kadınlar :)

Kadınlar derken genel olarak bütün kadınlarla mı ilgiliyim anlamında ? :)  Şaka bir yana özel hayatımda bir kız arkadaşım var. Güzel gidiyor.. Keyifli.. O da medya sektöründe çalışıyor.

İçinden söylediğin mottoların var mı ? Seni ayağa kaldıran, güçlendiren... Gerçi içinden diyorum adı üstünde bana söyledikten sonra değiştirmelisin :)

Bu bir yol bazen düşer, bazen kalkarsın.  Önemli olan neden düştüğüm değil nasıl kalktığımdır benim için. Bir diğeri ise; hayat yelpazen hep açık ve seni serinletiyor olmalı ki bunun içinde sen çalışmalısın.

Yurt sınırlarını aşınca da seni tanısınlar ister misin peki?

Tanınmak temalı bakmıyorum tabi. Ama yapmak istediğim başka işler de var.  Mesela bir atölye açmak istiyorum. Farklı sanat aktivitelerinin ve edebi söyleşilerin gerçekleştiği. Fikirlerin kaynaşma noktası olabilir. Üretime baş koyan gençlerin gelip hep beraber etkinlikte bulunmasını isterim. Bu gibi projelerin tanınması güzel olur.

Serbest kürsü soruları geliyooor !

En son ne zaman kime yalan söyledin?

Okulda geç kaldığım dersin hocasına beni rektörlükten çağırmışlardı dedim.

Kadında seni ilk ne cezbeder?
Gülüşü cezbeder. Ama bunun altında bir ironi var. Samimiyetle gülüyorlarsa eğer o hayata pozitif bakıyordur . Samimi bir gülüş diyelim.

O olmadan asla dediğin?
Deniz..

En sivri hareketin?
Ortamdaki huzursuzluğumu çabuk belli eden bir tipim. Birinden iyi elektrik almamışsam ama yanında kalmam gerekiyorsa duramam orda, kalkar giderim.

Şu an ruh halin nedir?
Şu an ruh halim çeşitli. Bir tarafı keyifli, bir tarafı düşünceli, bir tarafı endişeli ben ortaya karışık sundum.

Röportaj : Ezgi Cengiz | iyimedya.com