4 Ekim 2011 Salı

İçimizde, içimizde :)

                             
                        "Özgüven kazanın,korku ve fobilerinizden kurtulun"
  
  Bu  iddialı sloganı yeni dönem iş yerlerinden birinde okudum.Açıkcası özgüven noktasında bir çok kişiden ayrıldığımı düşünmekteyim.Her ne kadar Yeşilçam filmlerinde ya da Amerikan filmlerinde baştan yaratılanları izlemekten keyif alsam da,realiteye bakıldığında bir akıl hocası eşliğinde hayatın tüm zorluklarına göğüs gerebilmek bana biraz ütopik geliyor açıkcası.Ya da kişisel gelişim kitaplarında okuduğumuz o çok bilindik repliklerden farklı bir düşün dünyasıyla karşılaşma noktasında önyargılarım da var diyebilirim.
  Peki ne yapalım koca sektörü alıp çöpe mi atalım,yaşam koçları ya da evlilik danışmanları aç mı kalsın?Hayır bu da değil.Sonuçta ortada kırılan egolar,bastırılmış duygular var.Revizyona gitmek gerekli,terapi şart.Şart ama belkide gözden kaçırdığımız bu tip mental tedavi merkezlerinin giderek artıyor olması.Arka plana baktığımızda verilen mesaj ise şu "sosyopat kişiliğinize derman olucak tek yöntem benim elimde.Ve size global dünyada varolan stres kaynaklarıyla baş etme yöntemlerinide ben sunucağım elbet.Ama tabiki yarın tekrar tökezlediğinizde gelip kapımı çalmanız gerekicek."      
  Özgüven eksikliği,fobi,korku gibi kavramları insanoğlu gen yoluyla taşımadı biliyoruz ki.Soy ağacımıza baktığımızda benim büyük dedemde kedilerden korkarmış,bak dayımın dayısıda topluluk önünde konuşamazmış demeyiz mesela.O zaman çözüm ilk adımı atabilmekte başlıyor.Atılımlara engel her neyse bizzat üstüne yürüyebilmekte.Bide tabi şu bir gerçek,sokağa karışmadan,havayı solumadan da seyir edilmiyor bu hayat:)
                                                                                                                                    


                                                                                         Ezgi C.

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder